2 Şubat 2016 Salı

Küçük Ağaç'ın Eğitimi - Forrest Carter * Kış Okuma Şenliği 2015-2016

Sevgili Pinuccia'nın düzenlediği 'Kış Okuma Şenliği' okuma listeme buradan ulaşabilirsiniz.

Listenin 22. sırası: Kendinizin belirleyeceği bir temaya uyan dört kitap.
* Çok merak edip, okumak için sabırsızlandığım kitaplar.



Kategori dahilinde okuduğum bir diğer kitap için:

Kafka'nın Bebeği - Gerd Schneider



Kızılderililer üzerine yazılan kitaplar her zaman ilgimi çekmiştir. Özellikle Kızılderililerin hayata bakış açılarının, doğayı kabullenme ve doğayla bütünleşik yaşamlarının takdir edilesi olduğunu düşünürüm. 
Bu kitabı alırken beğeneceğimden çok ümitliydim ve bir an önce okumak istiyordum. Hatta hem kitapçının sahibi hem de Instagram'da kitabı okuyan birkaç kişiden de gayet olumlu yorumlar aldım.
Ancak maalesef hiç beklediğim gibi bir okuma olmadı. Beklentimin aksine neredeyse hiç etkileyici bulmadım. 
Antipatik gelen bir yanı dahi oldu. O da kitabın başında yazarla ilgili bilgi kısmındaki kimi yazılar itici geldi. Zaten aşağıda yazar hakkında bilgi kısmında paylaşacağım ama bahsettiğim kısmı buraya alıntılamak istiyorum:
'Amerikalı eğitim psikolojisti Prof. Jim O'Connor'un 29 Mayıs 2001'de verdiği demeç, Forrest Carter adı çevresinde dönen dedikodu, söylenti, kıskançlık ya da övgülere yanıt niteliğindedir: 'Bu kitabın sıkıcı olduğunu yazanlar, aslında bu kitabı okumayan kişilerdir. Sıkıntının sebebi kitap değil, olsa olsa kendileridir. Küçük Ağaç'ın Eğitimi okuduğum kitaplar arasında en harikası... 53 yaşında bir kolej profesörü olarak, birçok yönden etkilendiğimi itiraf etmek zorundayım. Bilgeliklerle dolu... Hem ağlattı hem de güldürdü. Bu kitabı düşünmeden edemiyorum. Onu sıkıcı bulanlara da acıyorum.'
Takaslık kitaplarıma eklenecek bir kitap daha çıktı.


Okuma halleri fotoğraflarıma bakmak isterseniz:


KÜÇÜK AĞAÇ'IN EĞİTİMİ
Yazarı: Forrest CARTER
Özgün Adı: The Education of Little Tree, 1976
Türü: Roman
Yayın Hakları: Say Yayınları
www.sayyayincilik.com
-   1. Baskı: 2001     5. Baskı: 2007     7. Baskı: 2010
8. Baskı: 2012     9. Baskı: 2014
Ön Kapak Resmi: Mustafa Kalemci (Atlas dergisinin 'Kızılderililer / Bir Zamanlar Amerika' adlı harita ekinden ayrıntı)
İngilizceden Çeviren: Şen Süer Kaya
-   280 sayfa


 Kitaptan Alıntılar;

        * Hükümet askerleri nasıl gelmiş ve onlara kağıdı imzalamalarını söylemişti? Yeni beyaz yerleşimcilerin nereye yerleşeceklerini ve Çeroki topraklarından yerlerin alamayacaklarının yazılı olduğu kağıdı imzalamalarını nasıl söylemişlerdi. Ve onlar kağıdı imzaladıktan sonra, hükümet askeri, silahları ve silahlarına takılı uzun bıçaklarıyla akın akın gelmişlerdi. Askerler kağıttaki sözlerin değiştiğini söylemişlerdi. Artık sözler, Çeroki'nin vadilerinden, evlerinden ve dağlarından vazgeçmesi gerektiğini söylüyordu. Güneşin battığı yere, hükümetin Çeroki'ye ayırdığı başka topraklara, beyaz adamın istemediği topraklara gitmeliydiler.
         ...
         Çeroki, dağlarından uzaklaştıkça ölmeye başladı.
         ...
         Yolda üçte birinden fazlası ölecekti. Askerler ölülerini ancak üç günde bir gömebileceklerini söylediler.
         ...
         Küçük oğlan, ölü bebeği, kızkardeşini taşıdı ve gece onunla birlikte uyudu. Sabah kardeşini omzuna aldı ve taşıdı.
         Koca, ölü karısını taşıdı. Oğul, ölü annesini, babasını taşıdı. Anne, ölü bebeğini taşıdı. Onları kollarında taşıdılar. Ve askerlere bakmak için başlarını bile çevirmediler. Onların geçişini izlemek için yolun iki yanına dizilen insanlara da bakmadılar. Bazı insanlar ağladı. Çeroki ağlamadı. Ağlamasını dışa vurmadı çünkü Çeroki onların ruhunu görmesine izin veremezdi...
         Ve bu yüzden o yola Gözyaşı Yolu adını verdiler. Çeroki ağladığı için değil... Yola, Gözyaşı Yolu adını verdiler çünkü bu ad romantik geliyor ve yoldan geçenlerin hüznünü anlatıyordu. Bir ölüm yürüyüşü romantik değildir oysa...
         Annesinin kollarında, annesi yürürken kapanmayacak gözlerle sarsılarak gökyüzüne bakan katılaşmış bebek hakkında şiir yazamazsınız.
         Karısının ölü bedenini yere koyarak geceleri birlikte yatan ve sabah yeniden omzuna alan -ve en büyük oğluna, en küçüğünün bedenini taşımasını söyleyen- babanın şarkısını söyleyemezsiniz. Ve bakamazsınız... Sözünü edemezsiniz... Ağlayamazsınız... Dağları hatırlayamazsınız.
         Bu güzel bir şarkı olmazdı. Ve bu yüzden yola Gözyaşı Yolu adını verdiler.
https://tr.wikipedia.org/wiki/G%C3%B6zya%C5%9F%C4%B1_Yolu

                                                                  OCAK 2016


Yazar Hakkında Bilgi=  Forrest Carter d.1927 - ö. 1979
         Küçük yaşta anne-babasız kalan Kızılderili yazar. Forrest Carter, otobiyografk kitabı Küçük Ağaç'ın Eğitimi'nde anlatıldığı gibi büyükanne ve büyükbabasının yanında yetişir. On yaşındayken büyükanne ve büyükbabası ölür. Düzensiz hayatı yüzünden belirli bir 'okul eğitimi' olmaz. Yetişkinlik yıllarında kovboy, çiftçi, sığırtmaç ve mevsimlik işçi olarak çalışır.
         İlkgençlik rüyası olan yazarlığa adım attığında 45 yaşındadır. Bu kısa ama mucizelerle dolu edebi hayatında günyüzüne çıkan ilk ürünü, maliyetini kendinin üstlendiği The Rebel Outlaw Josey Wales'dir (Josey Wales'in Kader Dönemeci). Kitap, bir süre sonra New York'taki yayıncı kuruluş Delacorte / Eleanor Friede tarafından Gone to Texas (Teksas'a Gitti) adıyla yayımlanır. 'İyi' de satar. Bunda menajeri Rhoda Weyr'in inkar edilemez katkıları vardır. Carter, söz konusu ilgiyi sıcak ve sürekli tutabilmek için seri röportajlar yapar. Kitabın kopyalarını çeşitli yazar, yönetmen, oyuncu ve yapımcılara gönderir. Bu kişilerden biri de Clint Eastwood'dur. Eastwood, kitabı öyle beğenir ki hemen film haklarını alır, yönetir ve film de küçük bir rol üstlenir. Gone to Texas, 1976 yılında Batı Barut Kokuyor adıyla gösterime girer. Film, gişelerde kar yapan ilk 'western filmi'dir. Bu, aynı zamanda Carter'in yazar olarak başarısının perçinlenmesi anlamına gelmektedir.
         Sık sık gittiği kütüphanelerde yaptığı araştırmalar sonucu keşfettiği Josey Wales karakteri, dayandığı tarihsel ve mitsel gelenekten midir bilinmez, müthiş ilgi görür. Bunun üzerine The Vengeance Trail of Josey Wales (Josey Wales'in Öç Günlüğü), The Rebel Outlaw Jasey Wales'in (Josey Wales'in Kader Dönemeci) devamı niteliğinde yayımlanır.
         1860-1890 yılları arasında Amerika'da yaşanan Kızılderili soykırımının anlatıldığı Dağlardan Sorun Beni, Apaçilerin direniş destanı, başkaldırı romanı olarak algılanır. 1976'da ise otobiyografik kitabı the Education of Little Tree (Küçük Ağaç'ın Eğitimi) okurla buluşur. Hiçbir kitabının görmediği kadar ilgiyle karşılanır. Ödül üzerine ödül alır. Yılın kitabı seçilir. Hemen hemen bütün dünya dillerine çevrilir. Kitap, 1999'da aynı adla sinemaya uyarlanırç 117 dakikalık dramayı Richard Friedenberg yönetir. Başlıca rolleri James Cromwell, Tantoo Cardinal, Graham Green (S) ve Joseph Ashton üstlenir.
         Carter, artık kusursuz bir 'analtıcı'dır. Ne ki ün, söylentileri de beraberinde getirir. Adının Forrest Carter değil, Asa Earl Carter olduğu ileri sürülür. Benzer şekilde beş yaşında yetim kalmadığı, hiçbir zaman kovboy olmadığı, büyükbabası tarafından yetiştirilmediği iddia edilir. Hatta George Wallace (Alabama Valisi - 1968, Ku Klux Klan karşıtı, insan hakları savunucusu) hesabına çalıştığı, içkiye aşırı düşkünlüğü yüzünden öldüğü gibi çelişkili söylentiler dolaşır ağızdan ağıza... Gel gör ki hiçbiri kanıtlanamaz.
         Amerikalı eğitim psikolojisti Prof. Jim O'Connor'un 29 Mayıs 2001'de verdiği demeç, Forrest Carter adı çevresinde dönen dedikodu, söylenti, kıskançlık ya da övgülere yanıt niteliğindedir: 'Bu kitabın sıkıcı olduğunu yazanlar, aslında bu kitabı okumayan kişilerdir. Sıkıntının sebebi kitap değil, olsa olsa kendileridir. Küçük Ağaç'ın Eğitimi okuduğum kitaplar arasında en harikası... 53 yaşında bir kolej profesörü olarak, birçok yönden etkilendiğimi itiraf etmek zorundayım. Bilgeliklerle dolu... Hem ağlattı hem de güldürdü. Bu kitabı düşünmeden edemiyorum. Onu sıkıcı bulanlara da acıyorum.
        
         Forrest Carter'in Say Yayınları'ndaki diğer yapıtları:
         Dağlardan Sorun Beni
         Öç Günlüğü (Kan Yerde Kalmaz)
         Kader Dönemeci (Batı Barut Kokuyor)


         ARKA KAPAK –

Egemenlik ve güç tutkusu peşinde koşan Beyaz Adam’ın acımasızca yok ettiği Çerokilere ithaf edilen bu kitap, insanı umursayan, acılarını paylaşan, yaşamın bütünselliğini savunan bir kültürün mesajı... Evrensel dostluk ve barışın hikâyesi... İnsani duyarlılığın görkemli direnişi... Yüzeysel ve mekanik ilişkilerin hâkim olduğu günümüzde, yitirilen değerlere saygı duruşunda bulunma denemesi... Heidi, Küçük Prens, Şeker Portakalı ve Martı’daki samimiyeti, dürüstlüğü özleyenler; coşmak, sevmek, özgür olmak, hüzünlenmek, doya doya ağlamak isteyenler için... En çok da kitle iletişim araçlarının kölesi olanlar, yaratıcılığı körelten eğitimi sorgulamak isteyenler için...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder