5 Kasım 2016 Cumartesi

Kızılderililer Nasıl Yok Edildi - Bartolome de Las Casas

Tarihin acı gerçeklerinin bir döneminin birebir tanığı olan Bartolome de Las Casas tüm bunları vicdani bir sorumlulukla gelecek nesillere duyurmayı görev bilmiş. 
İnsanlar geçmiş yüzyıllarda da akıl almaz kötülüklerin ve vahşetin sebebiymiş, günümüzde de pek bir şeyin değişmemiş olduğuna biz tanık oluyoruz maalesef...
Okul kitaplarında okuduğumuzdan çok çok farklı gerçekleri kapsıyor anlatılanlar...
Kitap dönemin din adamı olan Batolome de Las Casas tarafından tarihi bir belge olarak yazılıyor. Tabii biraz fazla tekrar var ama yazılma şartları ve amacı düşünüldüğünde okurken bunun önemi kalmıyor.


Okuma halleri fotoğraflarıma bakmak isterseniz:

Okuma Halleri, Fotoğraflarla - Kızılderililer Nasıl Yok Edildi / Bartolome de Las Casas



KIZILDERİLİLER NASIL YOK EDİLDİ
Yazarı: Bartolome de Las Casas
Orijinal Adı: Brevisima historia de la destruccion de las Indias
Türü: Araştırma - İnceleme
Yayın Hakları: Şule Yayınları
Çeviri: Meryem Ural
-   119 sayfa


Kitaptan Alıntılar;

        * Bartolome de Las Casas'ın yazdığı eserlerde, Kızılderililerle İspanyolların karşılaşmaları ve İspanyolların uyguladığı vahşet, tüyler ürpertici bir şekilde anlatılmaktadır. Özellikle, şu an elinizde bulunan ve orijinal adı Yerlilerin İmhasının Çok Kısa Tarihi olan bu eser, İspanyolların yerli halka ettikleri zulmü en ince ayrıntılarına kadar gözler önüne sermektedir. Yazılarını yayınladığı yıllarda resmi tarihçilerin saldırılarına maruz kalan Las Casas, pek çok şahit göstererek anlattıklarının doğruluğunu ispat etmiştir.
         Bugün ise hala Amerika'daki okulların ders kitaplarında bir halk kahramanı olarak tanıtılan Kolomb ve diğer kaşiflerin gerçek yüzü, pek çok yazar tarafından ortaya çıkarılmıştır. Resmi tarihin ısrarla korunmasına rağmen, ciddi araştırmacılar, Kolomb ve diğerlerinin tarihteki gerçek yerlerini ortaya koymuşlardır.
         Bugüne kadar, özellikle filmlerle insanların kafalarına yerleştirilmeye çalışılan 'Kızılderili' imajını yıkan ve Amerika kıtasını keşfedenlerin gerçek yüzünü ortaya çıkaran bu kitap, tarihi incelerken 'madalyonun öbür yüzü'nü de görmek isteyen okuyucularımız önemli ipuçları verecektir. / Şule
           
        * Kolomb'un günlüğünden:
         Silahın ne olduğunu da bilmiyorlar. Onlara bir kılıç gösterdim, keskin tarafından tuttular ve ellerini yaraladılar.
         Bu yerliler, dünyanın en iyi, en nazik insanları. Kötülüğün ne olduğunu bilmiyorlar, çalmıyorlar, öldürmüyorlar. Komşularını, kendileri kadar çok seviyorlar. Dünyada onlar kadar tatlı dilli insanlar yoktur. Her zaman gülüyorlar.
         Bunlarda çok iyi hizmetkar olur. Sadece elli adamla bu yerliler hepsine kolayca boyun eğdirebiliriz ve her istediğimizi yaptırabiliriz.

        * Bu 40 yıl boyunca kadın-erkek, çoluk-çocuk, 12 milyondan fazla insan hristiyanların iğrenç eylemleri ve zorbalıkları yüzünden öldü. 

        * Acıdan yüreği parçalanan yerliler çığlıklar atıyordu:
         'Ah! Kötü adamlar! Vahşi hristiyanlar! İralar (kadınları) öldürüyorsunuz.' Kadınları öldürmek, erkekler için vahşi ve iğrenç bir hayvanlık belirtisi anlamına geliyordu.

        * Demek ki İspanya'ya vardıklarından beri, 18 Nisan 1518'den 1530'a kadar, yani dolu dolu on iki yıl boyunca İspanyollar, Mexico şehri çevresinde 450 millik bir bölgede soykırım ve zulümlerini devam ettirdiler.
         ...
         12 yıl boyunca bu 450 millik alanda, ispanyollar 4 milyonu aşkın insanı; kadın, çoluk çocuk, genç yaşlı demeden bıçakla veya mızrakla öldürdüler ya da diri diri yaktılar.

        * Bazı köylere veya eyaletlere savaşa gittiğinde, bu kaptanın önceden boyun eğmiş yerlileri, diğerleriyle savaşsınlar diye beraberinde götürme alışkanlığı vardı. Götürdüğü 10-20 bin adama yemek vermediği için yakaladıkları yerlileri yemelerine izin veriyordu. Ordugahında akıl almaz insan eti kasaplığı vardı. Onun önünde çocuklar öldürülüyor, kızartılıyordu. Sadece ellerini ve ayaklarını -en iyi parçalar sayılıyordu- almak için adam öldürülüyordu.

        * Bir kısrak için 24 yerlinin -akıl sahibi kişiler- verildiği görülüyordu.

        * Gemide, yapma seferinde bulunan İspanyollara ancak yetecek kadar vardı. Öyle ki yerliler hiçbir şey yiyemezler, açlıktan ve susuzluktan ölürler. Çözüm onları denize atmaktır. Aslında, bu adamlardan biri bana, bir geminin bu tip kıyımların yapıldığı Lucayes adalarından, İspanyol adasına dek, 60-70 mil, pusulasız ve haritasız, sadece gemilerden atılan ve denizin üzerinde kalan ölü yerli sırasını izleyerek gittiğini söyledi.

            * Sabahtan gün batımına dek, İspanyollar yerlileri denize 3-4 veya 5 kulaç derinliğe daldırırlar. Hep suyun altındadırlar. Nefes almadan yüzer, içinde incilerin yaşadığı istiridyeleri koparırlar. Nefes almak için istiridyelerle dolu küçük ağlarla su yüzüne çıkarlar. Bir kanoda veya sandalda İspanyol bir cellat bulunmaktadır. Balıkçılar çok uzun zaman dinlenirse onlara yumrukla vurur ve avlanmaya dönsünler diye saçlarından tutup tekrar suya atar.

        * Yerliler 3-4 arrobelik (1 arrobe: 12-15 kg.) yüklerle yüklüydüler. Zincire vurulmuşlardı. Bir yerli yorulduğunda ya da açlıktan, yorgunluktan veya güçsüzlükten bayıldığında zincirli başı kesiliyordu. Böylece, zincirlerle birbirine bağlı olan diğerlerini çözerek vakit kaybetmemiş oluyorlardı.


 - Yazım-Basım Hataları-

        * Sf/ İlk sayfa
         ... Juan Ginés de Sepúlveda’nın kitaları bu yüzden XIX. yy. sonuna kadar yayımlanamadı.

        * S/ 34
         Niyetleri ve amaçlan...

                                                                                              Ekim 2016


Yazar Hakkında Bilgi=  İspanyol Kilise büyüğü (Sevilla 1474-Madrid 1566). Yaşam öyküsünü yazdığı Kristof Kolomb’un arkadaşlarından birinin  oğlu idi. Santo Domingo’da babasından kalan toprakları bırakarak Küba’da papaz oldu (1510) ve 1522’de Dominiken tarikatına girdi. Yerlileri savunan ve encomienda’nın yolsuzluklarını açıklayan yapıtları geniş yankılar uyandırdı; bunları [özellikle, Brévisima historia de la destruccion de las Indias (Yerlilerin imhasının çok kısa tarihi), 1542 adlı yapıtını] Aragónlu Fernando’ya, sonra da Carlos’a yolladı. Böylece, yerlilere yapılan haksızlıkların ve encomienda’nın yavaş yavaş kaldırılmasını sağlayan “Yeni Yasalar”ın öncüsü oldu (1542). Yasaların uygulanması, Casa de Contratación’dan destek gören encomiendero’ların direnişiyle karşılaştı ve sonuçta zenci ticaretinin gelişmesine yol açtı. Meksika’da Chiapa piskoposu olan (1544) Las Casas, uğradığı başarısızlıktan ötürü umutsuzluğa düşmekle birlikte eylemini sürdürmeye karar verdi, piskoposluktan  istifa etti. İspanya’ya döndü (1547) ve Historia de las Indias (Amerika yerlilerinin tarihi) adlı yapıtını verdi. (Bu kitap ancak 1875’te yayımlandı) Rahip Grégoire onun için bir Apologie yazdı. Kuramsal alanda, Las Casas’ın fikirleri öyle büyük bir başarı kazandı ki, en büyük rakibi Juan Ginés de Sepúlveda’nın kitapları bu yüzden XIX. yy. sonuna kadar yayımlanamadı.


ARKA KAPAK –

Amerika kıtası keşfedildiğinde oraya medeniyetten önce ölüm gitti. Vahşet, hırsızlık, soykırım gitti. Peki daha sonra mede- niyet gitti mi? Hayır! Çünkü oranın yerlileri “Beyaz Adam”dan daha medeniydiler. Hırsızlığı, adam öldürmeyi bilmiyorlardı. Huzur içinde yaşayan büyük bir aile gibiydiler.
“Beyaz Adam” gelince onu misafirperverce ve samimiyetle ağırladılar. Yiyeceklerinden bol bol ikram ettiler. Topraklarını açtılar. Hatta altınlarının da çoğunu karşılığında hiçbir şey beklemeksizin bu yeni misafirlerle (!) paylaştılar. Fakat “Beyaz Adam”ın gözü doymuyordu. Ne kadar verirlerse hep daha fazlasını istiyordu. En sonunda canlarını da istedi. Verdiler... Piskopos Bartolome de Las Casas, bu kitapta anlattığı her şeyi bizzat yaşadı. O bir “beyaz”dı. Fakat bu vahşete duyarsız kala- mayacak kadar da insandı.
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder